Manisa Organize Sanayi Bölgesi, PaaS hizmet olarak servis edilebilen platformlar, SaaS hizmet olarak servis edilebilen uygulama yazılımları, masaüstü uygulamaları, son kullanıcı donanımı işletim sistemleri başta olmak üzere tüm operasyonlarında açık kaynağı kullanıyor. Kendi dönüşümü sırasındaki deneyimlerini bölge bünyesinde faaliyet gösteren firmalarla paylaşarak açık kaynak çözümlerin tanınması, yaygınlaşmasına da öncülük ediyor.
- Açık kaynak yazılımlar sizin için ne ifade ediyor ?
Açık kaynak yazılım dendiğinde, yazılıma bağlı olan alanlarda kendi geleceğimizi kendimizin tayin edebildiğimizi anlıyorum. Bu fikrin babası olan Richard Stallman’da bu motivasyonla bu hareketi başlatmıştı. Bu noktada serbest yazılımdan bahsetmeden olmaz. Zira tüm serbest yazılımlar açık kaynak kodlu yazılımlar iken, açık kaynak yazılımların bir kısmı serbest yazılımdır. Açık kaynak yazılım, mutlaka kamuya sunulmuş kapsamda olmayabilir. Üretici ve müşteri arasındaki bir mutabakat çerçevesinde üretici kaynak kodları veriyor ve yazılımı kullanan kişi/kurum eğer tedarik ettiği yazılımın kaynak kodlarına sahipse ve üreticiye ihtiyaç duymadan bu yazılımı kurup çalıştırabiliyorsa buna açık kaynaklı yazılım adını veriyoruz. Bu ayırım, açık kaynak yazılımların kullanılması ve buna bağlı stratejilerin detaylandırılmasında oldukça önemli bir unsurdur.
”Her açık kaynak kodlu yazılım, serbest yazılım değildir !”
- Açık kaynak yazılımlar kullanıyor musunuz? Bu kararı nasıl aldınız?
Kaynak kodu elimizde olmaksızın herhangi bir yazılımı kullanmama konusunda oldukça rijit bir duruşumuz var. Aslında serbest yazılım kullanımı ya da açık kaynak kodlu ürün tedarik talebi gibi farklılıklar, genellikle adanmış bir ya da birkaç kişinin ısrarlı uğraşıları sonucunda yerleşik hal alıyor. Kurumumuzda ise bu durum biraz farklı gelişti. Zira ben kurumda işe başladığımda, yapısal bir bilgi sistemi yoktu ve bu nedenle bir dönüşüm ihtiyacı da olmadı. BT sistemlerini kurmaya başladığımızda ki 2007 yılında ilk serbest yazılımları da kullanmaya başladık ki bunlar tahmin edebileceğiniz gibi Linux masaüstleri ve sunuculardı. Yaptığımız tek şey, kurulan ve genişleyen BT altyapımızı serbest yazılımlarla oluşturmak ve özel geliştirilen uygulamalarda da açık kaynak kod sağlayabilen tedarikçilerle çalışmak oldu. Bugün de aynı şekilde bir servis oluşturulacağı zaman aşağıdaki akışı takip ediyoruz.
Buradan da görüleceği üzere kapalı kod herhangi bir sistemin servis edilmesi ancak son çare olarak değerlendirilmektedir. Peki; daha önce bu konuda bir girişimi olmayan kurumları vazgeçiren nedir diye sorulacak olursa, uzun yıllara dayanan deneyimime göre risk almak istememek olacaktır. Kurumlar üç temel riskin varlığı nedeniyle bu dönüşümden uzak duruyor:
1. İnsanoğlunun doğası gereği bilmediği şeyden korkmaktadır. Bu tip dönüşüm projelerinde de benzeri durum söz konusudur. Henüz açık kaynak kod hakkında bilgisi olmayan ekipler bu kaynaklardan korkmakta ve bunları bir risk olarak değerlendirmektedir.
2. İkinci olarak; projeye liderlik eden ekibin kapalı kod uygulamalara göre projelendirme ve uygulamada daha fazla rol almaları gerekiyor. Bu, sistemin kendisinin kurumu dönüştürmesi değil, söz konusu sistemi kullanarak ekibin kurumu dönüştürmesi şeklindeki paradigma değişikliğinden kaynaklanıyor. Doğal olarak daha fazla sorumluluk, daha fazla beceri gerektiriyor. Açık kaynak sistemleri kullanan kurumlardaki proje ekipleri kesinlikle proje sonunda daha yetkin hale geliyorlar.
3. Üçüncü ve aslında en etkili neden ise güvenli alan algısından kaynaklanıyor. Herkesle aynı aracı kullanan ekipler, sorun çıktığında ”Herkes Bunu Kullanıyor” cümlesi ile tüm sorumluluktan kurtulabiliyor. Bu sahte güvenli alan algısı ekibin kendisinde de olduğu için bu alandan çıkmak bir risk olarak değerlendiriliyor.
”Serbest yazılımlar da en az ve hatta çoğu zaman kapalı kod uygulamalar kadar yetkindir! ”
- İşyerinizde hangi alanlarda açık kaynak kodlu yazılımları kullanıyorsunuz? (İşletim sistemi, Kurumsal portal, ofis yazılımları, masaüstü vb.)
Bu anlamda bir kategorizasyon yapılacak olursa ben şu şekilde yapmayı tercih ediyorum;
- PaaS hizmet olarak servis edilebilen platform
- SaaS hizmet olarak olarak servis edilebilen uygulama yazılımları
- Masaüstü uygulamaları
- Son kullanıcı donanımı işletim sistemleri
Açık kaynak kodlu yazılımların tüm evrimine şahitlik etmiş ve bilfiil içinde geliştirici ve uygulayıcı olarak bulunmuş birisi olarak tüm bulutun da aslında bu şekilde bir sıralama ile dönüştüğünü söyleyebilirim. İlk olarak PaaS platformunda serbest yazılımları kullanıyoruz. PaaS servislerimiz iki ana platformda koşuyor. Bir tanesi serbest yazılım olarak konumlandırdığımız Hyper-Converge platform (CEPH/Linux) ve diğeri de kendisi bir linux işletim sistemi üzerinde koşan kapalı kod sanallaştırma platformu. Bu konuda geliştridiğimiz model şu şekildedir;
Bu platform kendi orkestrasyon araçlarına da sahip olması nedeni ile servis deployment sürelerini dramatik bir şekilde düşürdüğü gibi oldukça iyi bir utilizasyon da sağlıyor. Paravirtualize VM’ler ya da konteynerlar kaynak tüketimini oldukça azaltıyor ve bu sayede sıradan sunucular üzerinde oldukça iyi performans alınabiliyor. Konteynerizasyon için kullandığımız platform Pardus sunucular üzerinde koşuyor. SaaS tarafında ise serbest yazılım ya da kaynak kodu ile birlikte aldığımız uygulamalar gerek DC yönetimi, gerek Bölge Müdürlüğü ve gerekse iştiraklerimizin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Örneğin lojistik saha yönetimi için çalışan kapalı kod uygulama bir masaüstü uygulaması olarak çalışırken, aynı uygulamanın entegrasyon, web ve mobil bileşenleri açık kaynak kodlu şekilde deploy edilmiş durumda. Yani hibrit yapılar da sistem içerisinde kolaylıkla yer alabiliyor. Birkaç serbest yazılım SaaS vermek gerekirse;
- SuiteCRM
- Grafana
- OwnCloud
- SimpleRisk
- OpenProject
- Xibo
- Gitea
- OSTicket
- Limesurvey
- ….
Görülebileceği şekilde oldukça geniş bir spektrumda uygulama servis ediyoruz. Tüm uygulamaların implementasyonunu kendi ekibimiz yapıyor ve bu geniş alanda saha uygulama yayınlamanın dışında uygulamanın katma değer ürettiği alanla da ilgili oldukça fazla bilgi sahibi oluyoruz. Masaüstü uygulamaları olarak kullandığımız serbest yazılım araçlar oldukça fazla. Bu araçların çalışanlar yarafından yetkin şekilde kullanılabilmesi için kurum içi eğitimleri de yine kendimiz veriyoruz. Bu alanda kullandığımız birkaç uygulamayı vermek gerekirse;
- GIMP
- Blender
- 7-zip
- Inkscape
- Pencil
- Openshot
- Audacity
- Ardour
- QGIS
- Libreoffice
- Visual Studio Code
Bu alanda da görülebileceği üzere daha çok multimedya, tasarım ve kod geliştirme odaklı alanlarda uygulamalar kullanıyoruz.
Son olarak da son kullanıcı donanımlarında serbest yazılım işletim sistemleri kullanıyoruz. Özellikle IoT tarafında kendi geliştirdiğimiz cihazlarda tamamen linux kullanıyoruz. Yeni bir proje olarak yaz döneminde Bölgemiz Özel Lisesi’nde 30 thin client ile bir serbest yazılım deneyim laboratuarı devreye alacağız.
”Hasbel kader bir bilgi sistemi kullanan her organizasyon zaten serbest yazılım kullanıyor. Sadece bunun farkında olunmuyor. Kendisinde kurulu ise en azından temel sanallaştırma platformunda, bulut kullanıyorsa da bulut servislerinin içinde! ”
- Şirket içinde Pardus ve/ya açık kaynak yazılımlara geçiş için hangi aşamasındasınız? Dönüşüm için ilerleyen yıllara dair planlarınız var mı?
Aslında globaldeki durumla paralel bir durumdayız denebilir. PaaS ve SaaS tarafında teknik olarak mümkün olan her noktada serbest yazılımlar kullanıyoruz. Masaüstlerinde ise oldukça fazla sayıda platform bağımsız çalışabilen serbest yazılım kullanıyoruz. Kendi uygulama geliştirme pipeline ımız bütünüyle serbest yazılım araçlardan oluşturuldu. Bu modelin, bizim için ürün geliştiren ve açık kaynak kodlu olan ürünlerde yaygınlaştırılması ve bu sayede yazılım kalitesinin artırılmasına destek vermeyi planlıyoruz. Aynı şekilde masaüstü uygulaması geliştiren geliştiricilerin, ürünlerini SaaS olarak geliştirmelerini de teşvik etmeye devam edeceğiz.
”Serbest yazılımlar ile oluşturulan bir geliştirme pipeline’nı, yazılımı geliştiren ekibin iş kalitesini dramatik şekilde arttıracaktır! ”
- Açık kaynak kodlu yazılım dönüşümü için işbirliği yaptığınız paydaşlar oldu mu? Bu paydaşlarla ilgili paylaşmak istediğiniz görüşleriniz varsa öğrenmek isteriz.
Kendi kurumuzdaki tüm operasyonları kendi kaynaklarımızla gerçekleştiriyoruz. Dışardan aldığımız şey, açılmamış kutusunda donanım ve eğer lisanslama ile çalışan bir ürünse ürün lisansı. Sıfırdan devreye almaya kadar tüm süreç kendi ekibimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu bağlamda destek almaktan öte, burada oluşturduğumuz iyi uygulama örneğini kullanarak, bölgemiz bünyesinde faaliyeet gösteren firmalardan destek isteyen firmalara bu konuda rehberlik ediyoruz.
”Deneyimlemek, öğrenmek için iyi bir başlangıçtır. Doğru bir mentor ile başlamak ise çok daha iyi bir başlangıç! ”
- Açık kaynak yazılımlara geçişle ne tür faydalar sağlamak münkün? Şirketinizde bu avantajları elde ettiniz mi? Açık kaynak teknolojiler sayesinde Toplam Sahip Olma Maliyeti’nde (TCO) tasarruf sağladınız mı, tutarı nedir?
En dikkat çekici husus elbette günümüzün rekabetçi ortamı da göz önüne alınığında maliyetlerdir. Basit bir örnek vermek gerekirse yukarıda bahsettiğim Açık Kaynak DC bileşenleri eğer kapalı kod bileşenlerle çözümlenecek olsaydı dört düğüm bir sistem için 100.000 USD bir maliyet söz konusu olacaktı. Yine söz konusu sistem birbirinden farklı sunuculardan oluşmuş durumda. Kapalı kod çalışan platformların onaylı ürünleri aynı model ve aynı özelliklerde olması gerekeceği için donanım anlamında da ciddi bir maliyetle karşılaşılması söz konusu olacaktır. En başta da belirttiğim gibi açık kaynak kodlu yazılımlar serbest yazılımların bir alt kümesi. Serbest yazılım kullanmanın en avantajlı tarafı bütçe bulamamaktan dolayı gerçekleştirilemeyen bir projenin neredeyse olmayışıdır. Operasyon ekibinin yazılım üzerinde çalışması, planlama ve uygulamaya niyet edilmesi yeterlidir. Bu şekilde bütçe kısıtlamaları nedeni ile hiç kalkışılmayan bir sürü iyileştirme projesinin yapılamadığını çevremizde görüyoruz. Bu bağlamda hayal etmeniz, erişebilmeniz için çoğu zaman yeterli oluyor. En değerli çıktısı ne derseniz, şahsi olarak sürekli öğrenme ve gelişme kültürünün ekip içinde yayılması olduğunu söyleyebilirim. Ülke olarak serbest yazılım ekosistemine daha fazla değer üretmek için çalışmamız gerekiyor. Oldukça başarılı olmuş serbest yazılımların codebaseleri içinde yerli geliştiricilerin kodlarına rastlamak mümkün olmuyor. Serbest yazılımların tüketicisi durumundan çıkıp üreticisi konumuna geçmek gerekiyor. Serbest yazılımlar, insanlığın entellektüel birikimine katkı sağlayabilmek için bulunmaz imkanlar olarak değerlendirilmelidir.
”Serbest yazılımlar TCO açısından daha pahalıya geliyor deniyorsa şayet, ortada bir maliyet yoktur, öğrenmek istemeyen, riskleri yönetemeyen ekipler vardır! ”
- Açık kaynak kodlu yazılım dönüşümü çalışmalarında varsa karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bu zorlukları nasıl aştınız? Çalışanlarınız/paydaşlarınız değişimi nasıl karşıladı?
Henüz çözümü bulunamamış iki temel sorun var. Kapalı kod ve platforma bağımlı ürünlerin serbest yazılım alternatiflerinin olmadığı durumlar ile platfromlar arası veri paylaşımında uyumsuzluk problemi olan uygulamalar. Serbest yazılımların baskın olduğu ve gerçekten güçlü olduğu alanlar olduğu gibi, belirgin bir güvenlik seviyesinin gerekli olduğu bazı durumlarda kapalı kod uygulamaların baskın olduğu görülebiliyor. Bu konuda temel bir kuralımız var; ”Doğru ürüne doğru araç”. Nasıl ki vida başı ile tam uyumlu olamayan bir aletle vidayı sökmeye ya da sıkmaya çalıştığınızda hem araca, hem vidaya zarar verirsiniz, bilgi sistemleri de bu şekildedir. Fanatik olmak ile akıllı davranmak arasındaki ayrımı iyice belirgin tutmak yararlı olacaktır. Önümüzdeki günlerde belirleyici olacak olan serbest yazılım SaaS uygulamaların yaygınlaşması olacaktır. Günümüzde mevcut yazılım geliştirme teknolojileri ile geliştirilmiş ürünlere erişmek için internete bağlanabilen herhangi bir donanım yeterli olmaktadır. Bu bağlamda gerçek özgürlük, bu tarz uygulamaların endüstri standardı haline gelmeleri ile sağlanacaktır.
”Her kapalı kod uygulamanın aynı özelliklerde bir muadili serbest yazılım uygulama olmadığı gibi, her serbest yazılım uygulamanın da aynı özelliklerde bir muadili olmayabilir! ”
- Pardus özelinde bakacak olursak, hem yerli hem de açık kaynak bir yazılımı kullanmanın avantajları neler?
Ülkemizin dünya bilişim sektöründe iyi bir oyuncu olma stratejisini gerçekleştirmek için dünya genelinde kullanılan ürünler geliştirmek zorundayız. Pardus, bir linux dağıtımı olarak doğal şekilde bir evrensel yazılım durumundadır. Global olarak tercih edilirliğini artırmak için bu dağıtımı diğerlerinden pozitif yönlü ayrıştıran serbest yazılımlar geliştirmeliyiz. Bu hem ulusal dağıtımımızı güçlü kılacak, hem evrensel serbest yazılımlar geliştirmemizin önünü açacak ve hem de insanlığa değer katan bir toplum olma yolunda ilerlememizi sağlayacaktır.
”Pardus salt bir yerli dağıtım değil, tüm insanlık için yararlı serbest yazılımlar geliştirmek ve dünya genelinde yazılım geliştirme alanında yer edinmek için büyük bir imkandır! ”
İlginizi Çekebilir
Pardus 21 ve 23 için Yeni Güncellemeler Yayımlandı
Duyurular
4 Eyl '24Mustafa Akgül Özgür Yazılım 2024 Yaz Kampı Katılımcı Başvuruları Başladı!
Haberler
26 Tem '24Pardus 23.2 Sürümü Yayımlandı
Duyurular
16 Tem '24Pardus Projesi, Gelecek İçin Teknoloji Temalı 6. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nda İlgi Odağı Oldu!
Haberler
28 Şub '24